Pages

Subscribe:

29 Ocak 2012 Pazar

Lovaas Yöntemi

Çocuğun zayıf ve kuvvetli tarafları araştırılmadan,ceza ile istenilmeyen davranışların yok edilmesine bastırılmasına ve taklit ile öğrenilmesine çalışılır. Çocuğun neleri sevdiği tespit edilir. Doğru cevap ya da doğru davranış anında ödüllendirilir. Ses tonumuzla “ bravo,aferin ”uyarıları verilir. Eğitimin başında genellikle bir yiyecek olur.sık sık ve azar azar verilir.istenilen davranış yerleşince somut ödül soyut ödüle dönüştürülür. Hayır derken sert bir ses tonu,aferin derken yumuşak bir ses tonu kullanılır. Alıştırmalar günde bir iki saat yapılır. Bir alıştırmayı sözel yardım ile on defadan sekizinde doğru yapınca bir sonraki alıştırmaya geçilir. İlk öğreneceği komutlar “ otur,bana bak, düzgün dur vb” olmalıdır. Çalışmalar arasındaki kısa aralarda çocuğa sevdiği şeyler yaptırılır. Eskiler devamlı tekrarlanır.Yeni alıştırmalar arasına serpiştirilir. Bir alıştırma için 15 dakika önerilir. Otizimli çocuklar için çerçeve çok önemlidir.O çerçeveyi ve kuralları önce siz koymazsanız o kendi kurallarını koyar.Konulan kurallardan taviz verilmemelidir.Aksi takdirde program çöker.

Asperger Sendromu

Asperger Sendromu otizmin başka bir türüdür.Aspergerli bireylerin öğrenme ile ilgili problemleri yoktur.Fakat bazı seyleri anlamak diğer otizmli bireyler gibi onlara da zor gelir.Diğer bireylerin ne hissettiğini anlamakta,kendi isteklerini uygun şekilde aktarmakta zorlanmaktadırlar.Yeni arkadaşlar edinmekte ve yeni ortamlara girdiklerinde uyum sağlamakta zorlanmaktadırlar.Diğer insanların düşüncelerini ve duygularını anlamakta zorlanmatadırlar.Yapılan şakaları ve soyut düşünceleri anlamakta zorlanmaktadırlar.Asperger tanısı alan bireyler konuşmada zorlanma ya da gecikme yaşamazlar.Konuşmalarında gramer yapısı düzgün cümleler kurmalarına rağmen içerikle ilgili sıkıntılar yaşarlar.Fakat bu bireylerin normal yaşta konuşmaya başlamaları ve gramer anlamında düzgün cümleler kurmaları konuşma ve dil terapisine ihtiyaçları olmadığı gibi bir kanı uyandırmaktadır.Oysa ki cümlelerin düzgün kurulması ve konuşmanın var olması,bu eğitime ihtiyaçları olmadığı anlamına gelmemektedir.

Özel Eğitim Nedir

ÖZEL EĞİTİM UZMANI VE ÖZEL EĞİTİM UZMANI KİMDİR?

Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 2000 yılında hazırladığı 573 sayılı kanun hükmünde kararnamede özel eğitim “özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri ile onların özür ve özeliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitim” olarak tanımlanmıştır.

Özel eğitim öğretmeni ise; üniversitelerin eğitim fakültelerinde yeralan özel eğitim programlarından 4 yıllık lisans eğitimi almış, zihinsel engelliler, işitme engelliler, görme engelliler ana bilim dallarında branşlaşmış personeldir. Özel eğitim öğretmenleri aynı programda 2 yıllık yüksek lisans derecelerini aldıklarında ise “özel eğitim uzmanı” ünvanını alırlar. Özel eğitim öğretmenleri, devlet okullarında, özel rehabilitasyon merkezlerinde, ya da özel eğitim hizmeti sunulan diğer kurumlarda görev yapabilirler. Türkiye’de şu anda 8 üniversitede özel eğitim programları bulunmaktadır. Her program yılda yaklaşık olarak 50 özel eğitim öğretmeni mezun etmektedir. Özel eğitim öğretmenleri öğrencinin “bireysel eğitim program” larının hazırlanması için oluşturulan ekibe de başkanlık eder.

EĞİTSEL TANILAMA VE DEĞERLENDİRME SÜRECİ

Özel eğitimde eğitsel tanılama ve değerlendirme süreci Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde aşağıdaki gibi tanımlanmıştır. Bu bilgi http://orgm.meb.gov.tr/ adresinden aynen alınmıştır:

Eğitsel değerlendirme ve tanılama

MADDE 7- (1) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde, eğitsel amaçla bireyin tüm gelişim alanındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri ile eğitim ihtiyaçları belirlenerek en az sınırlandırılmış eğitim ortamına ve özel eğitim hizmetine karar verilir.

(2) Bireyin eğitsel değerlendirme ve tanılaması rehberlik ve araştırma merkezinde oluşturulan özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından nesnel, standart testler ve bireyin özelliklerine uygun ölçme araçlarıyla yapılır. Tanılamada bireyin; tıbbî değerlendirme raporu ile zihinsel, fiziksel, ruhsal, sosyal gelişim öyküsü, tüm gelişim alanlarındaki özellikleri, akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri, eğitim performansı, ihtiyaçları, eğitim hizmetlerinden yararlanma süresi ve bireysel gelişim raporu dikkate alınır.

(3) Eğitsel değerlendirme ve tanılama; eğitimin her tür ve kademesindeki geçişler ile bireylerin eğitim performansı ve eğitim ihtiyaçları dikkate alınarak veli ya da okulun/kurumun isteği üzerine gerektiğinde tekrarlanır.

(4) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sonucunda özel eğitime ihtiyacı olduğu belirlenen bireyler için Ek-1’de yer alan Özel Eğitim Değerlendirme Kurul Raporu hazırlanır. Bu rapor, özel özel eğitim kurumlarından eğitim ve destek eğitim hizmeti alan öğrenciler için her yıl yenilenir.

(5) Millî eğitim müdürlükleri, örgün ve yaygın eğitim kurumları, sağlık kuruluşları, üniversiteler, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı birimler ve yerel yönetim birimleri özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitsel değerlendirme ve tanılanması amacıyla RAM’a yönlendirilmesinde sorumluluğu paylaşırlar.

(6) Eğitsel değerlendirme ve tanılama hizmetlerine ilişkin bilgi işlem hizmetleri Bakanlıkça geliştirilir.

Eğitsel değerlendirme ve tanılamanın ilkeleri

MADDE 8- (1) Eğitsel değerlendirme ve tanılamanın ilkeleri şunlardır:

a) Eğitsel değerlendirme ve tanılama erken yaşta yapılır.

b) Eğitsel değerlendirme ve tanılama, bireyin tüm gelişim alanlarındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri ile eğitim ihtiyaçları birlikte değerlendirilerek yapılır.

c) Eğitsel değerlendirme ve tanılama; fiziksel, sosyal ve psikolojik bakımdan birey için en uygun ortamda yapılır.

ç) Eğitsel değerlendirme ve tanılama, bireyin yetersizliğine göre birden fazla yöntem ve teknik ile uygun ölçme araçları kullanılarak yapılır.

d) Eğitsel değerlendirme ve tanılama, bireyin eğitim ihtiyacı ve gelişimi dikkate alınarak gerektiğinde tekrarlanır.

e) Eğitsel değerlendirme ve tanılamada, bireyin öğrenme ortamları ile yeterli ve yetersiz olduğu yönler birlikte değerlendirilir.

f) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde veli, okul ve uzmanlar iş birliği içinde çalışırlar.

g) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde ailenin ve gerektiğinde bireyin görüşü alınır.

ğ) Eğitsel değerlendirme ve tanılama süreciyle ilgili olarak birey ile ailenin görüş ve onayları alınmadan hiçbir açıklama yapılamaz. Eğitsel değerlendirme ve tanılama sonuçları sadece yasal ve eğitimle ilgili kararlar almak için kullanılır.

Eğitsel değerlendirme ve tanılama için gerekli belgeler

MADDE 9- (1) Eğitsel değerlendirme ve tanılamaya alınacak bireyler için aşağıdaki belgeler istenir:

a) Bireyin, velisinin ya da okul/kurum yönetiminin yazılı başvurusu.

b) Okula/kuruma kayıtlı öğrenciler için bireysel gelişim raporu.

c) Herhangi bir okula/kuruma kayıtlı olmayan bireyler için başvurduğu RAM’ın sorumluluk bölgesi içinde ikamet ettiğini gösteren belge.

ç) Gerektiğinde tıbbî tanılaması ile ilgili sağlık kurulu raporu.

Eğitim planı

MADDE 10- (1) Özel eğitime ihtiyacı olan her birey için Ek-1/a’da yer alan Eğitim Planı Örneği hazırlanır. Eğitim planında, bireyin tüm gelişim ve akademik disiplin alanlarındaki performansı ile öncelikli eğitim ihtiyaçlarına göre belirlenen yıllık amaçlar yer alır.

(2) Eğitsel değerlendirme ve tanılaması ilk kez yapılan her bireyin eğitim planı özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından hazırlanır.

(3) Eğitim planı yeniden hazırlanırken öğrencinin o yıla ait bireysel gelişim raporu ile bir önceki eğitim planı dikkate alınır.

(4) Resmî okul ve kurumlara devam eden öğrencilerin eğitim planı her yıl BEP geliştirme birimi tarafından yenilenir.

(5) Eğitim ve/veya destek eğitim hizmeti verilen özel özel eğitim okul ve kurumlarındaki bireylerin eğitim planı her yıl özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından yenilenir.

Otizm Nedir


Otizm yaşam boyu süren bir durumdur.Otizm her bireyi farklı düzeyde etlkiler.Otizm ömür boyu süren bir durumdur ama otizmi olan bireyler birçok beceriyi gerçekleştirebilir ve birçok şeyi öğrenebilirler.Otizmi olan bireyler insanlar duygularını,isteklerini,anlatmakta zorlanırlar.Yeni inanlarla tanuşmakta ve arkadaşlar edinmekte zorlanırlar.Diğer insanların ne düşündüğünü anlamakta zorlanırlar.Otizmin sebebi bilinmemektedir.Çocuğunuzun otizmli doğmasının sebebi sizin kötü bir ebeveyn olmanız değildir!
Bazı ailelerde birden fazla otizmli birey olabilir .Bu da otizmin genetik olabileceği sorusunu akııllara getirmektedir ve bu konuda araştırmalar devam etmektedir.Ama kesin olan şudur ki otizmin sebebi psikolojik bir durum değildir.Otizmi olan bireyler konuşamayabilir.Başka insanların ne söylediğini anlamakta zorlanabilir.Sadece en sevdikleri şeyler hakkında konuşabilir.
Diğer insanların söylediklerini taklit edebilir.Diğer insanların duygularını anlamakta zorlanabilir.Diğer bireylerin oyunlarına katılmak istemeyebilir.Her gün aynı şeyleri yapmaktan,aynı oyunu oynamaktan zevk alabilir.Otizmli bireyler için koordinsayon gerektiren aktiviteler zor olabilir.
Çatal kullanmak,makasla kesmek, bisiklete binmek ya da bıçakla kesmek zor gelebilir.Bir alanda matematik,sanat ya da dil gibi çok iyi olabilirler.Görsel olarak öğrenen bireyler oldukları için gözlem yoluyla başka bireylerin yaptıklarına bakarak yapılanı kolaylıkla öğrenebilirler.Bir aktivitede dikkatlerini toparlayıp yoğunlaştırabilirler.Otizmli bireylerde öğrenme güçlüğü olabilir.
Otizmli bireylerin %70-80'nin zihinsel engelli olduğu doğru değildir.Otizmli bireyler öğrenen fakat öğrendiklerini uygun şekilde uygulamakta sıkıntı yaşayan bireylerdir.Otizmli bireyler okuma-yazma öğrenebilir.

Otizm Hakkında Yanlış Bilinenler

.    Otizmli bireyler asla size bakmaz, göz kontağı kurmazlar.
.    Otizmli bireylerin %75-80’i zihinsel engellidir.
.    Eğitimle kaydedilen İlerleme bireyin otizmi olmadığı anlamına
     gelir.
.    Otizmli bireyler konuşmaz ya da konuşamazlar.
.    Otizm zamanla geçer.
.    Otizmli bireyler öğrenemezler.
.    Otizmli bireyler duyguları anlamaz, fiziksel temastan
     hoşlanmaz ve duyguları anlamadığı için göstermezler.
.    Otizmli bireyler arkadaş istemezler.
.    Otizmli bireyler yaşıtlarını ya da yetişkinleri anlamaz,
     duygudaşlık kuramazlar.
.    Otizmli bireyler kendi çıkarları için karşısındaki bireyleri kullanır.
.    Otizmli bireyler isterlerse konuşabilirler.
.    Otizmli bireyler gülmezler.
.    Otizmli bireyler etrafındaki diğer bireyleri anlamaz ya   
     da yetişkinlerden ipuçlarını kapamazlar.
.    Otizmli birey daha önce yapabildiği bir şeyi tekrarlamıyorsa bu
     onun şımarık, asi ya da inatçı olamsından dolayıdır.
.    Otizm duygusal bir bozukluktur.
.    Otizmli çocukların hayal gücü yoktur.
.    Otizmin olmasının sebebi ailelerdir.
.    Otizm az rastlanılan bir bozukluktur.
.    Bütün otizmli çocuklar aynıdır.
.    Tüm otizmli çocuklar resimler halinde düşünür.
.    Otizmli bireylerin potansiyelleri ve becerileri sınırlıdır.
.    Bütün otizmli çocuklarda öğrenme güçlüğü vardır.
.    Otizmli bir çocuğun içinde bir dahi yatmaktadır.

Otizm Eksiklik Degil Farklılıktır

Otizm gittikçe artan ve her bireyi farklı şekilde etkileyen bir durumdur. Uyguladığımız eğitimlerde en çok önem verdiğimiz nokta “bireysel farklılıklardır”. Her birey farklı olduğu için verilen eğitimler de bireyin öğrenmesine, sosyalleşmesine ve iletişimine katkıda bulunacak şekilde farklı olmalıdır. Ülkemizde halen otizmli bireylerin çoğunluğunun zihinsel engelli olduğu düşüncesi hâkimdir ve bu yüzden otizmli çocuklara zihinsel engelli çocuklar gibi yaklaşılmakta ve bu şekilde eğitim verilmektedir. Oysaki otizmli bireyler bilgiyi öğrenmede değil, öğrenilen bilgiyi yaşamlarında uygun şekilde kullanmakta sıkıntı yaşamaktadırlar. Biz bunu, deneyimlerimizden ve otizmi anlatan çocuklarımızdan öğrenmiş bulunmaktayız.

Otizmli çocukların sınırlılıklar yaşadığı alanlar bellidir. Fakat bu sınırlılıklar çocuğun yapabileceklerinin sınırını çizmemelidir. Eğitimler her zaman çocuğun farklılıklarını olduğu gibi kabullenmeye ama bu sınırlılıkları aşmaya yönelik olmalıdır. Ayrıca farklı olmak yanlış ya da kötü bir şey değildir. Bizler bugün anlayamadığımız ya da tuhaf bulduğumuz için çocuklarımızın farklı davranışlarını yanlış ya da kötü diye nitelendiremeyiz.

Otizm tanısı alan her çocuk öncelikle bir çocuktur. Otizm tanısı alan ve eğitimlere başlayan her çocuk farklılıklarına ve sınırlılıklarına rağmen; her çocuk gibi oyun oynamalı, sosyalleşmeli ve yaşayarak öğrenmelidir. Eğitimlerde de bunlar göz ardı edilmemeli ve eğitimler çocuğu pasif kılan, ezbere dayanan eğitimler olmamalıdır. Tam tersi çocuklar katılımcı, öğrenen, eğlenen ve öğrendiklerini gösteren bir birey olma yolunda desteklenmelidir.

Merkezimize başlayan her aileye öncelikle bu düşünceyi kazandırmaya çalışmaktayız. Çocuklarına baktıkları zaman önce çocuğu daha sonra otizmi görmelerini ancak bu sayede çocuklarına daha faydalı olabileceklerini anlatmaktayız. Eğer aile çocuğuna baktığı zaman sadece farklılıklarını ya da otizmini görürse bu hem aile için hem de çocuk için çok yıpratıcı olmaktadır. Merkezimizde,uygulamalı davranış analizi(ABA) temeline dayanan bireysel özel eğitim,iletişim becerilerini geliştirmeyi hedefleyen konuşma ve dil terapisi ve ailelere  destek hizmetler vermekteyiz.Çalışmalarımız tüm gelişim alanlarını kapsayacak şekilde çocuğun eğitimine ve gelişimine katkıda bulunan diğer tüm bireylerin de katıldığı ortak bir çalışma şeklinde yürütülmektedir.

Otizmli bireylerin sözel ifadesinin olup olmaması okuma yazma öğrenmelerine engel değildir. Merkezimizde akademik olarak hazır olan her otizmli çocuğa okuma yazma eğitimi verilmektedir.

Bazı çocuklarımız altı ayda bazıları ise bir ya da iki senede okuma yazmayı öğrenmişlerdir. Ayrıca son zamanlarda merkezimizde kendi başına okuma-yazma öğrenmiş ve bunu yıllarca saklamış olan çocuklarla karşılaşmaktayız. Otizmi olanlar otizmi anlatıyor bölümünde okuduklarınız bu çocuklarımızın yazdıklarıdır. Bu çocuklarımız okuma-yazmayı kendi başlarına öğrenmiş fakat yıllarca göstermek istememişlerdir. Kendileri istediği zamanda bizimle yazarak iletişime geçmeye başlamışlardır. Bu çocuklardan bazıları sözel iletişim becerisine sahip bazıları ise sahip değildir. Bu yüzden aileler, çocukları konuşamıyor ya da bildiklerini göstermiyor diye ümitlerini kaybetmemeli, eğitimden vazgeçmemelidirler. Doğru davranıldığı, birey olarak saygı ve sevgi gördükleri, otizmlerine değil kişiliklerine öncelik tanındığına inandıkları, güvendikleri ve hazır oldukları zaman çocuklar bildiklerini göstermeye başlamaktadırlar.

Merkezimizde önemle vurguladığımız bir nokta da çocukların yanında otizm konusunda konuşulmaması gerektiğidir. Otizmli çocukların kendilerini ifade edememesi ya da ilgilenmiyor gibi görünmesi konuşulanları anlamadıkları anlamına gelmemektedir. Tam tersine bu konuların yanlarında konuşulmasından son derece rahatsız olmaktadırlar ve davranış problemleri ile bunu ailelerine anlatmaya çalışmaktadırlar.

Bizler merkezimizde hem özel eğitim alanında hem de konuşma ve dil terapisi alanında otizmli çocuklarımızın farklılıklarına saygı göstererek, bu farklılıkları onların ilerde olabildikleri kadar bağımsız olmalarına yardımcı olacak şekilde şekillendirmelerine yardım ederek eğitim vermekteyiz. Merkezimizde otizmi olan çocuklar ve yetişkinlerle çalışmaktayız ve her çalışma bizde heyecan uyandırmaktadır. Çünkü çalıştığımız her birey, biz eğitmenlere, birçok şey öğretmiştir.

Eğitim verirken yeni bilgileri takip etmek, iyi bir gözlemci olmak, aile işbirliğine inanmak, aileleri doğru şekilde bilgilendirmek, çocuklara ve potansiyellerine inanmak ve yeniliklere açık olmak başarıyı yakalamak için çok önemlidir. Merkezimizde ki çalışmaların temelini bunlar oluşturmaktadır. Yeni bir yaklaşım, doğru bir eğitim ve başarı için biz buradayız.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız